Psikolog
Beyhan Budak, Çayırova 4. Kitap Günleri kapsamında ‘Zor zamanlarda güçlü olmak’
adlı söyleşiyle Çayırovalı sevenleriyle bir araya geldi.
Çayırova 4.
Kitap Günleri’nin üçüncü günü Psikolog Beyhan Budak’ın ‘Zor zamanlarda güçlü
olmak’ isimli söyleşisiyle sona erdi. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür
Merkezi’nde düzenlenen programa Çayırova Belediye Başkan Yardımcısı Sadettin
Arıkboğa ve çok sayıda Çayırovalı katılım sağladı. Programın açılış konuşmasını
gerçekleştiren Başkan Yardımcısı Arıkboğa, “Belediyemiz tarafından düzenlenen
Kitap Günleri tüm hızıyla devam ediyor. Dünya hızla değişiyor. Çayırova'mız da
hızla değişiyor. Çayırova'da artık eğitim, kültür, sanat gençlerimiz için daha
önemli hale geldi. Bugün üçüncü gün olmasına rağmen kitap günlerine gelen
ziyaretçi sayısı bizleri çok mutlu ediyor ve yarınlar için çok mutlu ediyor”
dedi. Arıkboğa’nın akabinde sevenleriyle buluşan Budak, şunları dile getirdi;
“EN
BÜYÜK GÖREVİMİZ KENDİMİZİ GELİŞTİRMEK”
“Zor bir
zamandan geçiyoruz ve Filistin’de yaşanan soykırımı gördüğümüzde çığlık çığlığa
bağırmak istiyoruz. Bize medeniyetin tanımını yapan insanlar Filistin’de
olanları görmüyor. Duysalar bile duymamazlıktan geliyorlar. Kişisel ilişkilerde
fark ettiğim bir şey var insanların merhametlerine değil, çıkarlarına hitap
ettiğiniz kadar onları ikna ediyorsunuz. Bizim en büyük görevimiz kendimizi
geliştirmek. Bu memleket ve vatan için ne kadar kendimizi geliştirirsek o kadar
güçlü olacağız. Biz tanımları yapabilecek güce erişmeliyiz. Benim kendi
çocuklarıma öğrettiğim şeylerden biri dünyanı değiştirmek istiyorsan önce
yatağını toplamalısın diyorum. Görev ve sorumluluklarımızın farkına varmamız
lazım.
“DEĞİŞİMİ
GENELDE DIŞARDAN BEKLİYORUZ”
Büyük
dünyanın değişmesini istiyoruz ancak kendi küçük dünyamızda bazı şeylerin
farkına varmıyoruz. Diğerlerini suçlamak konusunda çok bonkörüz. Genelde
değişimi dışardan bekliyoruz. İnsan kendini bilmediği müddetçe kendini çok fark
edemiyor. Biz kendi hayatımızın sorumluluğunu almak zorundayız. Hepimiz bir
mücadele içerisindeyiz ancak insanlar bazen kendi yaşadığı dertleri
düşündüğünde bunu sadece kendi yaşıyormuş zannediyor. Sosyal medyada gördüğünüz
hayatlarda onlar başarıyor, ben başaramıyorum noktasına geliyor.
“HEPİMİZ
ARA ARA ZORLANIYORUZ”
Hepimizin
olduğu haliyle, dışardan göründüğü hali arasında fark vardır. Uçurum olmadığı
sürece bir sıkıntı yok. Yolun başında şunu bilmemiz lazım. Bazen göğsünüzün
üzerine öküz oturuyor gibi hissedebilirsiniz. Hepimiz ara ara zorlanıyoruz. Ben
çok kaygılı bir insanım ancak bu benim hayatımı etkilemiyor. Kimisi
duygusaldır, kimisi alıngan bir yapıdadır, kimisi kırılgandır ama bunun bizim
yapımız olduğunu kabul etmemiz lazım. Devam eden bir yol içinde hepimizin
başına birçok şey gelebilir.
“HER
ZAMAN MUTLU OLMAK MÜMKÜN MÜ?”
Hayatımızda
her istediğimiz şeyi başaramayız. Her zaman mutlu olmak mümkün mü? Bazen
sabahları yataktan kalktığın zaman bunalmış hissedersin. İnsanın kendi
hissettiği duyguları kabullenmemiz lazım. Hayattaki her şeyi başaramazsınız,
bazen insanlar bunu unutuyor. Çocukluğunuzdan itibaren yaşadığınız sorun yoksa
onlar genetik oluyor ama sonradan çıkan bir bunaltı, sıkıntı varsa bunlar size
hayatınızda bir problem olduğunu gösteriyor.
“BAZI
HASTALIKLARDA PSİKOLOJİK NEDENLER OLABİLİYOR”
Hissettiğimiz
sıkıntılı durumları asıl problem gibi görmemek gerekiyor. Depresyon ve kaygı
bazen bize hayatınızda bir problem var ve bunu çözmüyorsun mesajı verir. Bazı
insanların hayatlarında çıkan hastalıkların arkasında psikolojik nedenler
olabiliyor. Hiçbir şeyi sebepsiz yapmıyoruz, her birinin bir sebebi var. Bazen
tekrarlayan hatalar yapıyoruz ve bunları görmezden geliyoruz. Bize aşina olan
yöntemler kolay olduğundan bize zarar verse de bunları seçebiliyoruz.
“DÜNYA
TOZPEMBE BİR YER DEĞİL”
Kendiniz için
bir şey yapmak istediğinizde insanlar sizi şımardın ve bencilleştin olarak
yorumlayabiliyor. Bir yerde kendimiz için masumane şeyler yapmak istediğinizde
insanlar size bencilleştin diyebilir ama ben dozunda bir bencilliğin sağlıklı
olduğunu düşünüyorum. Hiç kimse size bir gün hadi sıra sende senin zamanın
demeyecek. Savaşmadan hiçbir zaman kendimiz olmak noktasında adım atamayız.
Hayat kolay değil, her zaman mutluluğun olduğu bir dünya içerisinde değiliz.
Bazı acıların çözümü yok. Her acının bir izi var. Dünya çok tatlı, çok tozpembe
bir yer değil. Birbirimizden başka kimsemiz yok. Sadece bunu anladığınız zaman,
ben bu memleket için, sokaktaki komşum için ne yapabilirim dediğinizde dünyayı
değiştirebiliriz. Kendi penceresinde küçük bir bitki yetiştiren bile bu dünya
için daha güzel bir şey yapıyor.” Budak’a konuşmasının ardından Başkan
Yardımcısı Arıkboğa tarafından günün anısına hediye ve çiçek takdim edildi.
Beyhan Budak daha sonra sevenleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi ve kitaplarını
imzaladı.